AIDS, HIV adındaki virüsün neden olduğu, kan yolu, cinsel ilişki, anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla bulaşan bir hastalıktır.
HIV virüsü, vücuda girdiğinde hastalığa karşı direnç göstermemizi sağlayan bağışıklık sistemimizi yok eder. Böylece başka hastalıklara yakalanmamız çok kolaylaşır ve en basit bir soğuk algınlığına bile vücudumuz direnç gösteremez. Vücudunuzda, HIV virüsü olması, AIDS olduğunuz anlamına gelmez. Hem kadında hem erkekte görülen AIDS, her yaşta ortaya çıkabilir. Bu aşamada kişiye AIDS bulaşıp bulaşmadığı sadece yapılan kan testi ile anlaşılabilir.
HIV vücuda girdiğinden itibaren, vücutta bununla savaşmak için özel antikorlar oluşur. Kandaki bu antikorların ELISA yöntemiyle saptanmasına Anti-HIV testi denir. AIDS testi, muayene edilen kişinin kanında AIDS etkenine karşı savunma cisimcikleri olan antikorların meydana gelip gelmediğini araştırır.
Anti-HIV antikorların ELISA yöntemiyle ölçülebilecek düzeye ulaşması için 3 aylık bir süreye (pencere dönemi) ihtiyaç vardır. Bu nedenle test, bulaşma olduktan 3 ay sonra yapılmalıdır. Anti-HIV testinin pozitif olması kanda HIV virusunun olduğunu gösterir. Ancak anti-HIV testinin yalancı pozitif çıkma ihtimali de vardır. Bu nedenle, kişinin HIV pozitif (seropozitif) olduğunu söyleyebilmesi için, Westernblood testi denen doğrulama testinin de yapılıp sonucunun pozitif olması gerekmektedir.